İklimi ve doğası ile son yıllarda turizm cenneti haline gelen Doğu Karadeniz bölgesi, yeşilin bütün tonlarına hakim bitki örtüsüyle yerli ve yabancı herkesin tatil planları arasında yer alıyor. Sahip olduğu doğal güzellikleri ticari rantlar uğruna heba edilmesi her geçen gün Karadeniz bölgesinin biyolojik çeşitliliğini de tehlikeye atıyor.
Trabzon‘un Çaykara ilçesinde Uzuntarla Mahallesinde bulunan Balkondu Deresi de üzerine kurulan HES (Hidroelektrik Santrali) sebebiyle son zamanlarda debisinin aşırı derecede düşmesi sonucu kuruma noktasına geldi. Eskiden derenin debisinin çok fazla olduğu, fakat CAN SUYU denen ve santral tarafından dereye bırakılması gereken suyun yeteri kadar bırakılmaması sonucu derenin ekosistemi yok olmakla karşı karşıya kaldı. Elimizdeki kaynakları hoyratça kullanmanın faturasını hemen olmasa da ilerleyen yıllarda çok açık bir şekilde göreceğimiz aşikar.
Yaşanan sel felaketleri doğadaki ağaçların bilinçsizce kesilmesi, yapılaşmanın kontrolsüz bir şekilde doğayı katlederek ilerlemesinden kaynaklandığı gün gibi ortada iken konu hakkında yetkililerin hiç bir çabasının olmaması yaklaşan kötü sonuçların etkilerini daha çabuk hissetmemize neden oluyor.
Daha önce Rize Güneysu ve Safha dereleri de HES yüzünden kurumuş fakat durumdan ders çıkarılmamış olacak ki bugünlerde de Çaykara Uzuntarla Mahallesi’nde bulunan Balkondu Deresi de üzerine kurulan 9 megavat gücündeki hidroelektrik santralinin dereden su çektiği bölgeden itibaren dere tamamen kuruma tehlikesi ile karşı karşıya bırakılmış
BELİRLİ DÖNEMLERDE AKIYOR
Balkondu Deresi, yaz aylarının başlarında eriyen kar sularının çok olması ve yoğun yağışların yaşandığı dönemlerde kısa süreliğine normal denebilecek düzeyde debisi seyrederken, eriyen karların ve yağışların etkisinin geçmesinin ardından kuruma tehlikesi ile karşı karşıya bırakılıyor. Yöre halkının tepkilerine kulak verilmemesi bölgede yaşayan insanların tepkisini çekiyor.
PEHLİVAN: YETERLİ CAN SUYU BIRAKILMIYOR
Trabzon Zi̇raat Mühendisleri Odası Başkanı Cemil Pehlivan, HES kurulan derelerde can suyunun eksik bırakıldığını belirterek “Eksik bırakılması derelerdeki biyolojik dengeyi bozuyor. Ekosistemi bozulan derelerde yaşayan canlıların yaşamını kısıtlamış oluyor. Yaşamını aslında kısıtlamıyoruz, sonuçta biz kendi yaşamımızı kısıtlamış oluyoruz. Çünkü bizim yaşam kaynağımız, besin elementlerimiz oradan geliyor. Denetlemeler eksik olmasaydı, böyle bir sorun ortaya çıkmazdı. Biz yeterli ehemmiyeti vermiyoruz, yeterli tedbirleri almıyoruz. Cezai müeyyideleri uygulamıyoruz. Bütün sorunumuz burada.
<
p style=”text-align: justify;”>Kanunlar, kanun koyucular bunu ortaya koymuşlar. Bırakılması gereken suyu ne kadar bırakılması gerektiğini belirlemişler. Biz buna riayet etmediğimizden kaynaklanıyor. Tabi ki HES’lere ihtiyacımız var. Ama onlarda canlıları düşünsünler. Canlılara göre gerekli suyu bıraksınlar. Bırakmaları gerekiyor. Bir Kızılderili atasözü der ki; ‘Son ağaç kesildiğinde, son balık öldüğünde beyaz adam paranın yenmez bir şey olduğunu öğrenecek’. Bunu anlamalıyız” ifadelerini kullandı.
Bu yıl ikincisi düzenlenen 2. Ululslararası Trabzon - Uzungöl Devamı...
Son yıllarda Trabzon'da turizm sektöründe meydana gelen atılımlardan en Devamı...
Kıyılarımızda, turistik yöre ve merkezlerimizde imar düzensizlikleri, çarpık yapılaşma, Devamı...
Bursa/Yenişehir- Trabzon arasında pazartesi, perşembe ve cumartesi olmak üzere haftanın Devamı...
Yorum yapın / Bize Soru Sorun;